Latest Blog Post
Cennetim, ben'im.
Bazı konuları, hatta yanılgıya düşüp kişileri sorun ediyoruz. Değer mi düşünmeli! Aslında ne kadar ironik

Değer vermiş oluyoruz ya da zaman.
Değeri olmalı..Ya
an'a huzur katmalı, ya
zamanı ışığı ile yakmalı ya da
ruha kazanç olmalı.
Peki ruhumuzu darladığımız o küçücük meseleler! Hayatımızda yeri olmayan, kişileri, olayları, simgeleri, imgeleri alıp zihnimizin içine, sanki bizim sorunlarımızmış gibi yerleştiriyoruz. Öyle benimsiyoruz ki sorunu, çözüme ulaştırma yolunda uzun ve karmaşık patikalar oluşturuyoruz. Ne sal geliyor vaktinde, ne de meşale yanıp etrafı aydınlatıyor. Soruna baktıkça tabi ki sorun büyüyor. Tıpkı bir canavar, yahut yabani bir hayvan gibi. Kapana kısılmış, demir çubuklarla dürtülmüş gibi vahşi.
Kendi yarattığımız canavarlar, işte o zaman gerçekten sorun oluyor.
Önemsememek mi çözümü?
Ya da yok saymayı, görmemeyi bilmek mi asıl mesele?
Yok sayınca yok oluyor mu gerçekten?
Show spoiler
(Yakında yapılacak "yok sayma ayini"mize bekleriz)
Yoksa herkesin rahatlıkla başkasına verdiği nasihati mi yapmalı "
Amaaan takma kafana, boş ver" Ne kolaydır değil mi? Başkasının büyüttüğüne "
takma" deyip geçmek.
Show spoiler
(Sonra size anlatmayı bırakıp içine çekilir, hatta içine içerlemiş ise basbayağı soğur. En azından hassas kadınların bir kısmı öyle. Zaten kendi halledecekse niye bir daha size anlatsın, değil mi?)
Ya yok saymaya çalıştığımız sürekli gözümüzün önüne gelip duruyor ve lüzumsuz varlığı arada hortluyorsa! *
Agh!* Niyetin kötülüğünü, ardını görüyorsak ve
tepkiliysek eğer; bunu da buyur sen takma. Boş verin
gitsin.
Show spoiler
(Öyle gidiyorsa demek ki!)

Bende de şöyle oluyor. Ancak ve ancak:
"Gözüm görmeyince gönlüm katlanıyor"
İstemediğim ot burnumun dibinde bitmediği sürece dünyam cennetimdir, deyip susuyorum.
Posted 6/21/2025, 11:00 PM