Latest Blog Post
C.
Bazen sevgi çığlık çığlığa olmaz.
Bazen bir omuza sessizce yaslanmak, hiçbir şey demeden sadece orada olmak bile yeter.
Sevgi bazen sustukça büyür. Çünkü her kelime eksik kalır da, bir bakış tamamlar cümleyi.
Ama işte tam da burada başlar o ince çizgi…
Severken kendinden vazgeçmeden, kaybolmadan, “ben”i unutmadan sevebilmek.
İçimizde bir yerlerde hep öğretilmiş bir şey vardır:
“Seviyorsan katlanırsın, susarsın, beklersin.”
Oysa gerçek sevgi, iki kişilik bir dans gibidir.
Adımlar uyumluysa güzeldir, biri hep geri çekilirse denge bozulur.
Birinin sesinin hep çıktığı, diğerinin sürekli içine döndüğü bir ilişkide, zamanla sevgi değil; sessizlik büyür.
Ben de bir zamanlar sandım ki sevmek, kendini yok saymak demek.
Sanki ne kadar az “ben” dersem, o kadar çok “biz” oluruz zannettim.
Ama öğrendim ki, sevmek; önce kendine sadık kalabilmektir.
Kendi iç sesine kulak verip, onunla birlikte karşıdakini de duyabilmektir.
Kendini kaybetmeden sarılmak...
“Ben buradayım ve seni seviyorum ama kendim olmaktan da vazgeçmiyorum” diyebilmektir.
Sessizce sevmek güzeldir.
Ama o
sessizlikte kendini yitirmediğin sürece.
Birlikte susabildiğin ama aynı anda anlaşıldığın o an…
İşte en gerçek bağ orada kurulur.
Sevgi bir damla gibi düşsün istiyorsan kalbe,
Önce kendine yer açmalı insan.
Yoksa ne kadar çok verirsen ver, tutunamazsın.
Çünkü sevgi, tutunmaktan çok; yan yana yürüyebilmektir.
Eğer hâlâ sevebiliyorsan,
Hem de kendini kaybetmeden…
İnan bana, o en kıymetlisi.
Posted 4/22/2025, 8:00 AM